#

Gündem

Deva Partili Ekmen: “Mersin cezalandırılıyor”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Mersin sahil yolunun bir an önce tamamlanması çağrısında bulunarak, “Mersin, 10 milyarlık yani ödediği verginin 6’da 1’ini yatırım olarak ne için geri alamıyor? Çünkü Mersin iktidarın yeteri kadar oy alamadığı bir şehir olarak cezalandırılıyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve bütün Ak Partili iktidar milletvekillerine ve siyasetçilerine bir kez daha sesleniyoruz. Mersin’den aldığınız oyun hakkını verin” dedi. Ekmen, yerel seçimlere yönelik bir soruya da “Biz bu seçimde yaklaşık bin 400 belediye başkanlığı için kendi adayımızı çıkartma hedefiyle yola çıkıyoruz” yanıtını verdi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Mersin’in iktidar tarafından yeteri kadar yatırım alamadığını belirten Ekmen, Mersin sahil yolunun bir an önce bitirilmesi çağrısı yaptı. Ekmen şunları söyledi:

“MERSİN BUGÜN NE BİR SANAYİ ŞEHRİ NE DE BİR LOJİSTİK ŞEHRİ OLARAK ANILMIYOR”

“Mersin 321 kilometrelik sahil şeridiyle, doğasıyla, çok kültürlü yapısıyla, kültürel zenginlikleriyle yaz ve yayla turizmiyle, gastro ve kültür turizmiyle birçok alanda çok yüksek bir potansiyele sahip olmasına rağmen maalesef hükümetin yanlış politikaları, açık ihmali nedeniyle potansiyelinin yer yer yüzde 5’ini bile kullanamamakta. Mersin birçok mahsulün yetişebildiği muzdan çileğe, avakadodan narenciyeye kadar birçok ürünü yetiştirebildiği halde hala bir tarım şehri olarak anılmıyor.

Mersin coğrafi konumuyla limanı ve sanayi potansiyeliyle bölgesel ve hatta uluslararası çok güçlü bir lojistik merkezi olabilecekken bugün ne bir sanayi şehri ne de bir lojistik şehri olarak anılmıyor. Mersin bu büyük potansiyeliyle bir ana konteyner limanını sanayi ve turizm için çok önemli sıçrama yaratacak lojistik yatırımlarını demir yolu, otoban ve bağlantı yollarını ve daha fazla OSB yatırımını hak etmiyor mu? Mersin’in hemen yanı başındaki Antalya turizmle, Gaziantep sanayiyle çok ciddi ilerleme kaydetmişken Türkiye’nin Akdeniz’e hatta dünyaya açılan kapılarından biri olan Mersin ne tarımda ne turizmde ne sanayide ne de lojistikte hak ettiği ilgiyi görmüyor. Bunların herhangi birinde kapasitesinin önemli bir kısmını kullanamıyor.

“AKDENİZ SAHİL YOLU EĞER TAMAMLANMIŞ OLSAYDI 28 TÜNEL 16 VİYADÜK VE 9 KÖPRÜ İÇERİYOR OLACAKTI”

Bugün bu önemli yatırımlardan biri olan sadece Mersin için değil; aynı zamanda Türkiye için çok önemli yatırımlardan biri olan Akdeniz sahil yolunun Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin yatırım programlarına ilk dahil olma tarihi 1997. Karayolları Genel Müdürlüğü 1997’den beri Türkiye’nin kuzey, güney ve doğu, batı aksları arasında Akdeniz sahil yolunu özel olarak çalışıyor. Bu yol eğer tamamlanmış olsaydı 28 tünel 16 viyadük ve 9 köprü içeriyor olacaktı. Şu ana kadar toplamda yüzde 40 civarında bir tamamlanma oranına sahip değil.

Bu yolla ilgili olarak; 2002’den bu yana Ak Partili bürokratlar ve siyasetçilerin tamamı Akdeniz sahil yolunun ne zaman başlayıp ne zaman biteceğine dair beyanatlarda bulunmuşlar. İlk beyanat 2007 yılında Karayolları 5’inci Bölge Müdürlüğü’ne ait. O günkü şartlarda 500 milyon dolar bedel olduğunu söylüyor ve bunun tamamlanması halinde geri finansmanının çok hızlı bir şekilde sağlanacağını ve bu açıdan ne kadar önemli bir yatırım olacağını söylüyor. O gün başlıyor ama bütün seçim bildirgelerinde bütün hükümet programlarında da yerini alıyor.

“‘2016’DA BİTECEK’ DENİLEN BU YOLUN İLK İHALESİ 2018’DE YAPILIYOR”

2011 yılında Sayın Binali Yıldırım, Mersinlilere seslenirken, ‘Mersin söz konusu olunca paranın lafı olmaz. Biz bu projeyi 2012’ye kadar bitireceğiz’ diyor. Oysa 2012’nin sonuna kadar henüz bu projeyle ilgili olarak ihaleler dahi yapılmış değil. 2013 yılına geldiğimizde bir kısmı bitirilmiş ancak bir kısmının ihaleleri yapılmamış. İlk ihale yap-işlet-devret modeliyle yapılıyor. Dönemin bakanı ve Mersin Milletvekili Sayın Lütfü Elvan, ‘Aydıncık-Gözce yolu ve Tenzile-Kaledran yoluyla ilgili ihale çalışmalarımız sürüyor, bu yol 2016’da bitecek’ diyor.

‘2016’da bitecek’ denilen bu yolun ilk ihalesi 2018’de yapılıyor. Ancak yap-işlet-devret modeliyle yapıldığı için istekli ve talipli çıkmıyor. Bunun üzerine milli sermayeyle yani bütçeden para aktarmak suretiyle bir ihalesi yapılıyor. 2 milyar 135 milyon liraya mal ediliyor. İhale Danıştay’dan pazarlık usulüyle yapıldığı için iptal ediliyor. 2022’de aynı ihale yine pazarlık usulüyle bu kez 5 milyara ihale ediliyor. Bugüne geldiğimizde Mersin Silifke Taşucu otoyol kısmının ihalesi yapılmış durumda. Güncel finansmanı en az 10 milyar lira. Ancak henüz orada şantiyeler dahi kurulmuş değil. Çünkü yüklenici firmaya aktarılacak bir kaynak söz konusu değil.

“MERSİN İKTİDARIN YETERİ KADAR OY ALAMADIĞI BİR ŞEHİR OLARAK CEZALANDIRILIYOR”

Yüklenici firma buranın devamında olan Aydıncık-Yeşilovacık yolu için yapmış olduğu yatırımların bedelini dahi hükümetten alamıyor. Bütçelendirme bir öncelik meselesidir. Mersin’in son 10 yılını tek tek kaleme aldığımızda örneğin 2022 yılında devlete 59 milyar TL yani 3,3 milyar dolar vergi ödediğini görüyoruz. 2023 yılında bugün itibariyle Mersin’in ödediği vergi Temmuz sonunda 47,2 milyar TL yani 1,7 milyar dolar. Her yıl devlete 60 milyar TL en az son 3 yıldır vergi ödeyen Mersin, 10 milyarlık yani ödediği verginin 6’da 1’ini yatırım olarak ne için geri alamıyor? Çünkü Mersin iktidarın yeteri kadar oy alamadığı bir şehir olarak cezalandırılıyor.

Aynı dönemde Mersin’in Akdeniz sahil yolunun ilgili kısımları ama özellikle de Mersin-Silifke-Taşucu yoluyla ilgili olarak para aktarılmadığı dönemde Karadeniz sahil yolu tamamen bitiriliyor. Dünyanın en uzun tünellerinden olan 14 bin 400 metrelik Ovit ve Zigana tüneli ayrı ayrı bitiriliyor. Sadece bir ilçe yolu olan Kahramanmaraş-Göksun yolunda 32 bin metre çift tüp tünel yapılıyor. Dolayısıyla iktidara soruyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü için Çanakkale Köprüsü için Osmangazi Köprüsü için Kuzey Marmara Otoyolu için İstanbul-İzmir otoyolu için finansman modeli bulan, şirket bulan iktidar Akdeniz sahil yoluna ne için ya finansman bulamıyor ya model üretemiyor ya ihale de talipli şirket bulamıyor. En sonunda ihale yapıldığında da buraya aktaracak para bulamıyor.

“AKDENİZ SAHİL YOLUNU TAMAMLAYAMAMIŞ OLMALARI BİR TESADÜF OLAMAZ”

Bütün bunlara topluca baktığımızda Türkiye’de kapısı açılmamış, üzerinden yolcu geçmemiş havalimanı yatırımlarını, kapasitenin çok üstünde tesis edilmiş liman ve marina yatırımlarını dikkate aldığımızda Mersin’de çok açık bir cezalandırmanın söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Mersin Meclis’e çok değeli siyaset insanlarını göndermiş. Bugün geri dönüp baktığımızda bakanlık yapmış olan Sayın Zafer Çağlayan, Sayın Kürşat Tüzmen, Sayın Lütfü Elvan Mersin milletvekilliği yapmış. Sayın bakanların Türkiye’de yatırımların en yüksek derecede hayata geçirildiği bir ekonomik krizin olmadığı dönemde Akdeniz sahil yolunu tamamlayamamış olmaları bir tesadüf olamaz.

Biz buradan bir kere daha Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ve göreve yeni atanmış olan Karayolları Genel Müdürü Sayın Ahmet Gülşen ile Mersin’e hizmet etmiş ve Mersin milletvekili sıfatını taşımız olan ve halen Ak Parti’de aktif siyaset yapan Sayın Lütfü Elvan, Sayın Zafer Çağlayan, Sayın Kürşat Tüzmet ve Sayın Nureddin Nebati ile diğer bütün Ak Partili iktidar milletvekillerine ve siyasetçilerine bir kez daha sesleniyoruz. Mersin’den aldığınız oyun hakkını verin.

“MERSİN’DEN TOPLADIĞINIZ VERGİNİN HİÇ OLMAZSA 6’DA 1’İNİ 7’DE 1’İNİ MERSİN’E GERİ GÖNDERİN”

Mersin’den topladığınız verginin hiç olmazsa 6’da 1’ini 7’de 1’ini Mersin’e geri gönderin ve Akdeniz sahil yolu Türkiye’nin ana aks projelerinden biridir. Bu tamamlandığında Mersin’in tarımıyla, turizmiyle, sanayisiyle kanatlanacağını ve çok kısa sürede bir takım hesaplamalara göre belki 2 yıllık bir süre içerisinde Hazine’ye ödeyeceği vergiyle bunun geri dönüşünün olacağını ifade ediyoruz. Bugün herhangi bir Mersin’den Silifke’deki yazlığına gitmek isteyen bir vatandaşımız tam olarak 4 buçuk 5 saat trafikte zaman kaybediyor. Mersinlilere bu zulüm bu işkence bitsin diyoruz.”

“BİZ BU SEÇİMDE YAKLAŞIK BİN 400 BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARTMA HEDEFİYLE YOLA ÇIKIYORUZ”

Ekmen, basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ekmen, yerel seçimlere ittifakla mı girileceğinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

“Partimiz açısından yeni kurulduktan sonra gireceği ilk seçime kendi logosuyla girmemek çok büyük bir fedakarlık idi, biz o dönemde cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağımıza olan inanç ve Meclis’te muhalefetin 301 çoğunluğu elde edebilmesine katkıda bulunmak amacıyla o fedakarlığı yaptık. O günden bu yana gerek siyasi parti temsilcileri gerek bu konuyu tartışan medya da bu fedakarlığın hakkıyla değerlendirilmediğini düşünüyoruz. Daha çok bunun bir fedakarlık olarak değerlendirmek yerine adeta bir fırsatçılık olarak tartışmalara konu olduğunu görüyoruz ve bundan doğal olarak üzülüyoruz.

Bir siyasi partinin iki seçim üst üste kendi logosunu pusulaya koymaması düşünülemez. Bu nedenle biz bu seçimde yaklaşık bin 400 belediye başkanlığı için kendi adayımızı çıkartma hedefiyle yola çıkıyoruz. Ancak il ve ilçelerde yerelde gelişebilecek işbirliği modellerine de kapımız kapalı değil. Eğer bir ilde bir ilçede bir büyükşehir de kendi yerelinde kendi doğasında oluşabilecek bir işbirliğinin o il ve ilçe için ya da büyükşehir için daha hayırlı bir sonuç doğuracağına dair bir kanaat olur ve yereldeki siyasetçiler bu konuyu partimizin gündemine getirirlerse bizim de bu konuda kapımızın kapalı olmadığını ifade etmek isteriz.”

“GEÇMİŞTE KALMIŞ BİR YARGI KARARINI HATIRLATMAK BİR SUÇ OLARAK İFADE EDİLEMEZ”

Sezgin Tanrıkulu’yla ilgili Meclis’e fezleke gönderileceğine ilişkin ne düşündüğünün sorulması üzerine Ekmen, “Fezlekeyi görmemiz gerekiyor. Ancak eğer fezleke Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ardından Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmiş bir hak ihlalinin Sayın Tanrıkulu tarafından ifade edilmesi yönündeyse böyle bir fezleke hukuka aykırı olur. Sayın Tanrıkulu’nun kendini ifade ediş tarzı, olayı anlatış tarzı eleştirilebilir buna bir şey diyemiyoruz ama Sayın Tanrıkulu’nun ifade ettiği olaylar yargı tarafından ihlal yönüyle tespit edilmiş olaylardır. Dolayısıyla geçmişte kalmış bir yargı kararını hatırlatmak bir suç olarak ifade edilemez. Bunun bir fezlekeye dönüştürülmesini sosyal medyada çıkan gürültüye uymak ya da yaklaşan yerel seçimlere yönelik olarak bir kere daha ayrıştırıcı bir unsur olarak kullanmak olarak değerlendiriyoruz. Ancak fezleke Meclis’e geldiğinde ilgili komisyondan Genel Kurul’a indirilirse oradaki hususlara bakıp kendi değerlendirmemizi yapacağız.”