#

Bursa

Bursa’da Mevlevi kültürü yaşatılıyor

Bursa Büyükşehir Belediyesinin rekonstrüksiyon çalışmalarının ardından geçen ay yeniden faaliyetine başlayan Bursa Mevlevihanesi’nde gönüllü müzisyenler görev alıyor.

Osmanlı Sultanı 1. Ahmed’in emriyle 1615 yılında Cünuni Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925 yılında yasayla kapatılan ve zaman içinde kaderine terk edilip, büyük bir bölümü yıkılan Bursa Mevlevihanesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde ayağa kaldırıldı.

“Semahane”, “Türbe, Meydan-ı Şerif ve Matbah-ı Şerif” ile “Dedegan Hücreleri ve Selamlık” olmak üzere üç bölümden oluşan Bursa Mevlevihanesi, 400 yıl önce olduğu gibi yine Mevlevi ayinlerine ev sahipliği yapıyor.

Her perşembe akşamı düzenlenen sema mukabelesinde farklı meslek gruplarından bir araya gelenlerin oluşturduğu Bursa Türk Müziği Topluluğu sahne alıyor.

Aralarında eczacı, müezzin, öğrenci, esnaf ve akademisyenlerin de bulunduğu 45 kişilik topluluk, Bursa Mevlevihanesi’ni yeniden canlandırmak için gönüllü olarak görev yapıyor.

“Hem tasavvuf hem de Mevlevi musikisi icra etmeye çalışıyoruz”

Bursa Türk Müziği Topluluğu kurucusu ve idari şefi Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Zinnur Kanık, AA muhabirine, topluluğun 2007’de kurulduğunu söyledi.

Kuruluşun ardından bir süre çalışmalara ara verdiklerini dile getiren Kanık, 2018’de yeniden aktif olarak faaliyete geçtiklerini kaydetti.

Kanık, Bursa’da özellikle Mevlevi musikisini canlı tutmak için çalışmalar yürüttüklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Bursa Mevlevihanesi’nde musiki faaliyetlerini bu toplulukla devam ettiriyoruz. Mevlevihane 400 yıllık. Topluluğumuz toplamda 45 kişi. Hem tasavvuf hem de Mevlevi musikisi icra etmeye çalışıyoruz. Bu mekanda sema mukabelesi gerçekleştiriyoruz. Bu topluluğun zaten ilk kuruluş amacı da bu şekildeydi. İyi müzik yapmak ve Bursa’ya hizmet yapabilmek maksadıyla bir araya gelmiştik. İyi müzisyen arkadaşlar, birbirimizi seçerek, eleyerek tabiri caizse bir araya geldik. Ciddi bir seviye yakaladık. Üstün bir musiki anlayışı içerisinde hareket ediyoruz. Yüksek bir hedef koyduk kendimize. Takdir de görüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan sanatçı büyüklerimizin desteğini aldık.”

“Mevlevi müziğini devam ettirmeye çalışıyoruz”

Toplulukta görev alan Emirsultan Cami Müezzin Kayyımı Mesut Topçuoğlu da yaklaşık 4 yıldır grupta olduğunu anlatarak, “Mevlevi müziğini devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu topluluktaki herkes müziği seven insanlar. Bu işe ilk başladığımızda Bursa Mevlevihanesi’nde program yapacağımızdan hiç haberimiz yoktu. Elhamdülillah müziği seven insanlar olarak bir araya geldik. Mevlevihaneyi canlandırmak ve burada program yapmak bize nasip oldu. Müziği sevenler olarak burayı ayağa kaldırmak ve canlı tutmak için çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Eczacı Kadir Yavaş da 25 yıldır musiki ile iç içe olduğunu belirterek, “15 yıldır da tasavvuf müziğiyle ilgileniyorum. Son 4 yıldır Bursa Türk Müziği Topluluğu ile beraberiz. Bu güzel mekanda görev almak bizim için çok özel. Çok eski bir mekan burasının tekrar ihya edilmesi noktasında elimizden geleni yapıyoruz.” diye konuştu.

“Her perşembe ayin-i şerif icrası Mevlevi mukabelesi yapıyoruz”

Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Mahmud Şevket Öztürk de topluluğun kuruluşunu çocukluktan beri birbirini tanıyan insanların gerçekleştirdiğini söyledi.

Öztürk, Bursa Mevlevihanesi’nde böyle bir oluşumda yer aldıkları için mutlu olduklarını dile getirerek, “Her perşembe ayin-i şerif icrası Mevlevi mukabelesi yapıyoruz. Bazen tarih değişebiliyor ama genelde pazar günleri de sabah saatlerinde halka açık bir meşk çalışması yapıyoruz. Aramızda öğrenci, eczacı arkadaşlarımız var. Fabrikada mühendis olan, üniversitede farklı branşlarda görevli arkadaşlarımız var. Din görevlilerimiz var. Yani meslekler ne olursa olsun müzik tutkusu bizleri bir araya getirdi. Müziğin her çeşidiyle ilgileniliyoruz ama burada tasavvuf musikisi daha ön planda.” dedi.

Esnaf Sinan Akgün de topluluğun kuruluşundan itibaren içinde yer aldığını söyledi.

Bursa’da ayin icrasında görev alan ilk özel topluluklardan olduklarını belirten Akgün, grubun tamamen gönüllülük esasına göre, uyum içinde çalıştığını belirtti.