#

Bursa

Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kayıhan Pala kararı

Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kayıhan Pala kararı: “Bilim insanının pandemiyi izlemesi, veri toplaması, değerlendirmesi, yayınlaması, akademik olarak olağan bir durum, Anayasal bir haktır.”

Görevini yaparak gerçekleri kamuoyu ile paylaşan Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında açılan soruşturma sona erdi. Bursa Tabip Odası üyesi de olan Prof. Dr. Pala için savcılık soruşturması izni verilmedi.

Bursa Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında “halkı yanlış bilgilendirdiği, paniğe yönlendirdiği” iddiasıyla, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermiş, Rektörlük de soruşturma açmıştı.

TTB’den açıklama:

Uludağ Üniversitesi, bir bilim insanı olarak halkı bilgilendirme görevini yerine getiren meslektaşımız Prof. Dr. Kayıhan Pala için soruşturma izni vermedi. Prof. Dr. Pala, 21 Nisan 2020’de yaptığı ve suçlamaya konu edilen açıklamasında, “Türkiye’de henüz salgının tepe noktasını görmediğimizi düşünüyoruz. Ben 2-3 hafta kadar önce tepe noktasının 20-27 Nisan arasında gözlenebileceğini, ondan sonra bir azalma olacağını ve haziranın 2. haftasına kadar da sönümleneceğini tahmin ettiğimi yazmıştım. Bu tahminin ne kadar geçerli olacağını bu hafta hep birlikte göreceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

Soruşturma sonlandırıldı

Rektörlük, soruşturmayı içinde Tıp Fakültesi ve Hukuk Fakültesi dekanlarının da olduğu, üç kişilik son soruşturma komisyonunun kararı doğrultusunda sonlandırdı.

İfade özgürlüğü kapsamında

Kararda özetle; Pala’nın, halk sağlığı alanında uzman bir bilim insanı olarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Halk Sağlığı Acil Durumu ve Pandemi olarak ilan edilen Covid-19 hastalığını izlemesinin, bilimsel veri toplaması, değerlendirmesi ve yayınlamasının akademik olarak olağan bir durum olduğu, ayrıca bu verilere dayalı görüş açıklamasının ise gerek Anayasa gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri çerçevesinde, temel bir hak olan ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında olduğu, soruşturulan durumun ise, “Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir” düzenlemesini yapan Anayasa’nın 27. Maddesi kapsamına uygun olduğu sonucuna varıldı.