#

Bursa

Bursa Oyuncak Müzesi açılışa hazırlanıyor

Bursa’nın Nilüfer ilçesinde kurulum çalışmaları tamamlanan Bursa Oyuncak Müzesi’nde açılış için son hazırlıklar yapılıyor.

Müze yönetiminden yapılan açıklamaya göre, Yiğit Kiremitçi’nin girişimi ile hayata geçen Bursa Oyuncak Müzesi’nde koleksiyon netleşirken, eğitim öğretim yılı ile açılışın da yapılması planlanıyor.

Kiremitçi’nin 4 binden fazla oyuncak barındıran koleksiyonunun önemli bir bölümünün sergileneceği müzenin küratörlüğünü üstlenen Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Öğretim Görevlisi Celil Atasever ise oyuncak tarihi konusundaki araştırmalarının yanı sıra Türkiye’nin ilk illüzyon ve oyuncak müzesi olan Mall of İstanbul’daki oyuncak müzesinin de küratörlüğünü yapıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kiremitçi, 18 yıllık süreç içinde koleksiyonunu oluşturduğunu belirterek, “Bir Bursalı olarak Bursa’mızın böyle bir müzeye ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. Bursa Oyuncak Müzesi şehrimizde hayatımızdaki önemli bir eksiği doldururken kent yaşamına da farklı izler bırakacak. Müzeyi ziyaret edecek misafirlerimizin bir kısmı bu oyuncaklarla oynadı, bir kısmı ise bazılarını sadece gördü ancak yeni nesil aynı zamanda kendi oyuncakları kıyaslama fırsatı da bulacak. Bu yüzden müzemizdeki eserler sandığımızdan çok daha kıymetliler.” değerlendirmesinde bulundu.

Atasever ise müzenin içeri girince çok farklı ve özgün bir ambiyans sunacağını vurguladı.

Müzenin özelliklerine değinen Atasever, şöyle devam etti:

“İlk olarak sizi bir dünya atlası oyunundan esinlenilerek dünyanın her yerinden gelen oyuncaklar karşılayacak. Vitrinlerimiz dünyanın herhangi oyuncak müzesinde gittiğinizde karşılaşabileceğiniz çeşitlikte tarihi oyuncakları barındırıyor. Oyuncak tarihinden bahsedersek Almanların global arenada ilk oyuncak üretimini yaptığını biliyoruz. Ülkemizde ise 1600’lü yıllarda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde oyuncak yapan insanlardan bahsedildiğini biliyoruz, lokal olan bu üretimin o gün için dünyaya açılması ise söz konusu değil. Bursa Oyuncak Müzesi 1880’lerden itibaren üretilmiş çok nadide parçaları da barındıran bir koleksiyon ile karşınıza çıkacak.”

“Buradaki her oyuncak beraberinde de bir hikaye getirecek”

Bursa Oyuncak Müzesi’nin bir bölümünü Peter Bruegel’e ait “Çocuk Oyunları” tablosuna ayırdıklarını aktaran Atasever, “Biz bu tablonun haritasını çıkardık ve o dönem oynanan oyunların bugün dahi oynandığını gösterip, bazı oyuncakları da vitrinlerimizde tüm Bursalılara sergilemek istedik.” ifadesine yer verdi.

Türk Oyuncak Tarihi bölümünde ise iik sanayiciler ve ustalardan önemli isimlere ait oyuncakları sergileyeceklerine değinen Atasever, şu bilgileri verdi:

“İlk üreticilerden Müstecip Baybörü, Abdurrahim Alasya, Jüliet Altın gibi çok kıymetli isimlerin oyuncaklarından oluşan önemli bir sergiye sahibiz. Bunun yanı sıra Nevzat Kurt’un 1947’de tescil ettirdiği Ne-Kur markasına ait oyuncakların ülkemizdeki en detaylı ve değerli koleksiyonu ilk kez Bursa Oyuncak Müzesi’nde gün yüzüne çıkacak. Ayrıca 1900’lü yılların başında Avrupa ve Amerika’nın çeşitli noktalarında üretilmiş, bebekler, ahşap bebek evleri ile mekanik teneke oyuncaklar ile sadece ülkemizin değil dünyadaki oyuncak tarihinin de önemli parçaları yine müzemizde bulunuyor. Osmanlı’da padişah torunu sultanların oynadığı bebeklerden tutun da ilk Barbie bebeğe kadar birçok oyuncak koleksiyonumuzda yer alıyor.”

3 kattan oluşan Bursa Oyuncak Müzesi’nin Türk oyuncak tarihine de ışık tutacağına işaret eden Celil Atasever, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bazı oyuncaklarımız bize endüstrinin nasıl geliştiği konusunda da önemli bilgiler verecek. Anadolu’daki şehirler ile büyük şehirlerdeki oyuncaklar arasındaki farklılıkları, bölgesel farkları ve buna benzer bir çok konuyu gözlemlemenize olanak tanıyacak. Şehirdeki çocuklara metal oyuncaklar satılırken, Anadolu’da plastikten oyuncaklar satılıyordu. Göreceksiniz buradaki her oyuncak beraberinde de bir hikaye getirecek. Finalde bizi kara tahtalı, siyah önlüklü, abaküslü, fişli, mevsimler panosunun yer aldığı birçoğumuzun çocukluğunda önemli yer tutan bir sınıf karşılıyacak. Aslında burası bir oyuncak müzesi gibi görünse de herkes için yaşayan bir müze haline dönüşecek. Yiğit Kiremitçi’nin yıllar süren çabasının güzel bir neticesi oldu. Son hazırlıklarımızı da tamamlayıp kapılarımızı açtığımızda çok daha iyi anlaşılacağımızı düşünüyorum,”